Sayfalar

12 Ağustos 2014 Salı

Yanlış Anlaşılan Bir Hümanist Filozof: Niccolò Machiavelli

Yanlış Anlaşılan Bir Hümanist Filozof: Niccolò Machiavelli

Niccolò Machiavelli, Floransa’da 3 Mayıs 1469’da dünyaya geldi. Babası Bernardo, dönemin ölçütlerine göre orta halli bir avukattı. Yaşadığı dönemin İtalya’sı, çeşitli kent devletleri ile feodal beyliklere bölünmüş ve çok parçalı bir yapı görünümündedir. Doğup büyüdüğü yerin böylesine dağınık olmasından hoşnut olmayan Machiavelli’nin en büyük emeli İtalya’nın siyasi birliğini kurmaktı.
Politika(Siyaset) Biliminin kurucusu sayılır.
En ünlü eseri olan Prens, Papanın da izniyle 1532’de yayınlanmıştır. İlk başlarda pek ses getirmeyen bu eser, 1550’lerden itibaren başlayan din savaşlarında hedef haline gelmiştir. Eserin içeriğinde Ruhani İktidar’ın (Kilise’nin) Dünyevi İktidar’ın (Hükümdar’ın) emri altına girmesini ve dünyevi işlerden elini etiğini çekmesi gerektiği yer alıyordu. Bu yüzden eleştiri yağmuruna tutulmuş ve ‘Kötülüğün Öğretmeni’, ‘Despotizmin Destekleyicisi’ gibi sıfat yakıştırmalarına maruz kalmıştır.
Adının bile anılması yasaklanınca ‘Floransalı Sekreter’ olarak anılmaya başlanmış ve zihinlerde böyle yer edinmiştir.
Soyadından türetilen ‘Makyevelizm’  akımı oluşturulmuş fakat Machiavelli’yi yanlış tanıtan bir akım haline gelmiştir. Ahlaksız, despot savunucusu, din düşmanı ve ilkesiz biri olarak tanıtılmıştır.
Aslında görüldüğü gibi olmayan Machiavelli’nin fikirlerini az da olsa aydınlatmak amacıyla bu yazıyı yazma gereği duydum.

Dinsiz Machiavelli ! (Aslında olan Dinsiz Siyaset)
Kilise’nin Dünyevi İktidarın emri altına girmesi gerektiğini savunan Machiavelli, dönemin Papası tarafından dinsizlikle suçlanmıştır. Burada da yanlış anlaşılan mevzu şudur:
Machiavelli, din-devlet işlerini ayrı tutmaya çalışmıştır. Fakat gerektiği zaman dünyevi iktidarın kiliseye müdahale edebileceğini savunmuştur. Siyaseti bir bilim olarak ele alıp, tüm ahlaki değerlerden ve dini argümanlardan soyutlamaya çalışmıştır. Bu yüzden de dönemin dindarları tarafından dinsiz ve ahlaksız olarak nitelendirilmiştir.

Ahlaksız Machiavelli ! (Aslında olan Ahlaksız Siyaset)
İlk okunduğunda yanlış anlaşılmalara yol açabilecek bir sözdür. Fakat Machiavelli’nin fikirlerini kavradıktan sonra yanlış olmadığı görülecektir.
İktidarı bireyden tamamen uzak tutup kurumsallaştırmak istemiştir. Bu yüzden ahlak ile siyasetin birbirinden soyutlanması gerektiğini savunmuştur. Ahlak, bireysel olarak gereklilik arz edip insan ve hayvanı birbirinden ayıran temel kriterdir. Fakat tamamen kurumsallaşan bir iktidarda ahlak aramanın mantığı olmadığını savunmuştur. Kurumsallaşan iktidar, bireyin değil, toplumun refahını gözetmelidir. Bu yüzden, ahlaka aykırı olarak görülen bir davranış eğer halkın refahı için yapılmışsa, burada ahlaksızlık yoktur.
Machiavelli, siyaseti ahlaktan ayırmakla birlikte, ahlaki görüş açısını reddetmez.

‘’Kurucu şiddeti değil, yıkıcı şiddeti mahkûm etmeli.’’
Amaç, devletin kurulup sürdürülmesi ve bu sayede ortak iyiliğin gerçekleştirilmesi olduğunda, en ahlaksız olarak nitelendirilebilecek bir araç bile siyasal açıdan meşruluk kazanmaktadır.
Yani, kardeş katili olan bir kişi, ahlaki açıdan suçludur ama siyasal açıdan, eğer bu eylemi devleti kurmaya ya da korumaya katkıda bulunmuşsa, suçsuzdur, hatta övgüye layıktır. Burada söz konusu olan amaç, ahlaki değil, siyasal bir amaçtır. Gözetilmesi gereken tek bir koşul vardır; ortak iyilik.

Despotizm Savunucusu Machiavelli !
Despotizm savunusu olarak gösterilmeye çalışılmış olsa da gerçekte öyle değildir. Machiavelli, bir devletin kuruluş aşamasındayken monarşiyi görmesine karşın, devletin devamı söz konusu olduğunda, bu kez cumhuriyetin zorunlu olduğunu vurgulamıştır. Çünkü iktidarı kişisizleştirip tümüyle kurumsallaştıran ve üstelik insanları kamusal sorunlara ilgili birer vatandaş haline dönüştüren tek yönetim biçimi cumhuriyettir.
Kısacası, Machiavelli’ye göre, devlet tek kişi tarafından (bir prenslik olarak) kurulur ve daha sonra halk tarafından (bir cumhuriyet) olarak sürdürülür.


8 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Yeteri kadar açıklayıcı oldu gercekten de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle düşünmenize sevindim :) Teşekkürler

      Sil
  3. Makyavelliyi temize cikarmak cabalari bir yana siyaset ilminin kurucusu ünvanına gercekten hak kazanmis deniyor. Bıraktığı inklapci etki suphe goturmez tabi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siyaset Bilimine olan katkıları, göz ardı edilmeyecek kadar fazladır. Böylesine katkı sağlayan bir şahsiyeti temize çıkarmak, bu bilim dalıyla uğraş içinde olanların en başat görevlerinden biri olduğunu düşünüyorum.

      Sil
    2. Dediğiniz gibi bu bilim daliyla hic alakam olmasada merakli bir okuyucu olarak makyavelli hakkinda hala cok degisik kanaatler olmasi insani dusunduruyor. emeginiz icin tesekkurler

      Sil
    3. Bence birçok kanaat, söylentiden ibarettir. Yorumlarınız için ben teşekkür ederim.

      Sil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil